13 Mart 2016 Pazar

Zulkarneyn'in minik güneşi

Kurandaki Zulkarneyn olayında açıkça anlatılan astronomi hatası müslümanları oldukça zora sokmaktadır.Ve bu konuda çeşitli hilelerle ve göz boyamalarla olayı kurtarmaya çalışmaktadırlar.Şimdi onların bu göz boyamalarına mantıklı bir şekilde yakından bakacağız ve ne kadar çelişkiye düştüklerini göreceğiz.
Sana Zulkarneyn hakkında soruyorlar.Deki size ondan geçekleşmiş bir anı okuyacağım(KEHF 83 KURAN)
Zulkarneyn güneşin battığı mekana ulaştı,güneşi çamurlu bir su kaynağında batarken BULDU(VECEDE-وَجَدَ),ve yanında bir de KAVİM BULDU(VECEDE-وَجَدَ)-KEHF 86 KURAN
Burada Güneşin içine girdiği,gömüldüğü bir mekana erişimin söz konusu olduğu açıktır.Güneşin dünya içinde bir yere gömülecek kadar küçük olduğunun zannedildiği,güneşin dünya içinde bir yolculuk yaptığının zannedildiğide açıktır.
Bütün bunları gören müslümanlar ayeti anlamından saptırarak ayette olmayan hayali anlatımları getirip konuya dahil etmeye çalışıyorlar.Müslümanlara göre Zulkarneyn deniz kenarına gitti ve sahilden Güneşi denize gömülüyormuş gibi gördü.
Halbuki ayette DENİZ(BAHRE) kelimesi geçmiyor.Su kaynağı,su kuyusu kelimesi geçiyor ki;kuyunun sahili falan olmaz zaten.
Artı ayet neden Güneşi gördü demiyor da Güneşi buldu diyor?
Eğer ayet müslümanların anladığı şeyi demek isteseydi Güneşi gördü ifadesini kullanırdı.Ama kullanmıyor.
Ayrıca Zulkarneyn müslümanların sandığı gibi deniz kenarına gittiyse, ayette neden deniz(bahre) kelimesi geçmiyor?
Olay müslümanların anladığı gibiyse;ayetlerde neden Gün batımına kadar yürüdü demiyor,neden gün doğumuna kadar yürüdü demiyor,neden deniz kıyısına ulaşana kadar yürüdü demiyor?
Ayet sadece güneşin gözden kaybolmasını kastetseydi idbâre derdi.Oysa bunun yerine fiziki olarak batmak anlamındaki garrabe kelimesini kullanıyor ayet.Neden?
Onu tesbih et,gecenin bir bölümünde ve yıldızlar batınca(idbâre-إِدْبَارَ)-TUR 49 KURAN
Gözden kayboluş anlamındaki bu kelime kullanılmadığı gibi,birde balçıklı bir gözenin içinde yapılan fiziki batma hareketini anlatıyor Kehf suresi.
İş müslümanların sandığı gibi olsaydı;Güneş balçıklı bir gözenin içinde batmaz,Zulkarneyn göz yanılmasına uğradı derdi Kuran.Ama demiyor.
Garra kelimesi dalmak anlamındadır oysa.Dalıp çıkma sözündeki çıkmanın tersi olan dalmak hemde:
Kuvvetle çekip alanlara,dalarak(garkan-غَرْقًا)-NAZİAT 1 KURAN
Garkan,gar edenler,dalanlar.Şimdi aynı gar etmek,dalmak,gömülmek fiilini güneşin balçıklı bir göze içinde yaptığını görüyoruz Kehf suresinde.
Ve bütün bunlar görmezden gelinerek,sanki ayet Güneşi buldu dememiş te Güneşi gördü demiş gibi davranılıyor.
Oysa ayet gördü falan demiyor;Güneşi buldu diyor,hemde balçıklı bir gözede fiziki bir eylem gerçekleştirirken buldu diyor,
Güneşin battığı yere eriştiği zaman,onu balçıklı bir gözede batıyorken(garabe) buldu(VECEDE-وَجَدَ)Yanında birde kavim buldu(VECEDE-وَجَدَ)-KEHF 86 KURAN
Olayın bu şekilde,özellikle su içinde aşağıya doğru gömülüşle çağrışım yapan,batış,çöküş gömülüş anlamlı garra fiiliyle açıklanmasını neye işaret ettiği açıktır.
Güneşin su kaynağına gömülmesi için ayet neden garake değil garabe diyor sorusuna gelince,garake boğulmak içinde kullanıldığı için,Güneşin boğulması söz konusu olmadığı için kelimenin garake şekli değil garabe şekli kullanılmıştır bunun için.Hepsi bu.
Garake deseydi Güneşin boğulmasınıda söz konusu etmiş olacaktı çünkü.Bu sebeple garakeyi kullanmıyor olması garabe fiilini fiziki bir eylem olmaktan çıkarmaz.Zaten bütün Arap diline hakim olanlar bilirki garabe fiziki bir eylemdir.Ayette güneşin bu fiziki eylemi çamurlu bir gözenin içinde(dışında değil) yaptığıda açıkça söylenmektedir üstelik.
Ama tatlı su kurnazlığı yapılarak,Güneşin gömülüşü için garake değilde garabe fiilinin denilmesi öne sürülerek,garabe fiilinin fiziki bir eylem olduğu gerçeği dikkatlerden kaçırılmak isteniyor.Oysa gareke dememesi ve onun yerine garabe demiş olması,garabe fiilinin fiziki bir eylem olduğu gerçeğini değiştirmez ki.
Halbuki gök cisminin gözden kayboluşu için,gökteki görüntünün kayboluşu için,garra ile alakası olmayan farklı kelimeler kullanılır.
Ve gecenin bir bölümünde onu tesbih et.Yıldızlar batınca(idbâre-إِدْبَارَ)-TUR 49 KURAN
Ve Yıldız kayıp/kaybolup(hevâ-هَوَى) gittiğinde(NECM 1 KURAN)
Fakat gece olunca gördüğü yıldız kaybolup gitti(efele-أَفَلَ)-ENAM 76 KURAN
Zulkarneyn olayında niye güneş batması için efelet kullanılmıyor?
Neden efelet kelimesi dururken gömülmek/batmak/dalmak fiili olan garra kullanılıyor?
Zulkarneyn güneşin batışını görmeye değil güneşi batar vaziyette bulmaya gidiyor.Amaç batışı görmek olsa bunu her hangi bir yerden rahatça görebilirdi.Bunun için özel bir yere erişmesine gerek yoktur.Günbatımı her yerden görülebilir bir şeydir sonuçta.
Ama dünyanın kendi etrafında döndüğünü bilmezseniz;Güneş bir yerden başka bir yere gidip geliyor zannedersiniz.Tıpkı Zulkarneyn olayındaki gibi.
Aynı şeyi İbrahim olayındada anlatıyor Kuran yazarı.
Ve Kuran Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü bilmediği için;Güneşin doğup batması olayını Güneşin hareketine yoruyor.Oysa olay sadece dünyanın kendi etrafında dönmesi olayıdır.Bunu bilmeyen Kuran yazarı olayı Güneşin bir yere gidip gelmesi olarak sunuyor.
Allah kendisine mülk (hükümdarlık ve zenginlik) verdiği için şımararak Rabbi hakkında İbrahim ile tartışmaya gireni (Nemrut’u) görmedin mi! İşte o zaman İbrahim: Rabbim hayat veren ve öldürendir, demişti. O da: Hayat veren ve öldüren benim, demişti. İbrahim: Allah güneşi doğudan getirmektedir; haydi sen de onu batıdan getir, dedi. Bunun üzerine kafir apışıp kaldı.(BAKARA 258 KURAN)
Görüldüğü gibi Güneş bir yere gidip geliyor sanmaktadır kuran.Oysa olay sadece Dünyanın kendi etrafında dönmesidir.Güneşin bir yere gidip geldiği yoktur.Yani Kuran kendi çağının astronomi cehaletini aynen paylaşmaktadır.
Aynı şey Tevratta da vardır.Dünyanın kendi ekseni etrafında döndüğünü bilmeyen Tevrat yazarı Güneşin bir yerlere gidip geldiğini zannediyor.Ve Yeşu Güneşe dur kalk yaptırıyor:
RAB’bin Amorlular’ı İsrailliler’in karşısında bozguna uğrattığı gün Yeşu halkın önündeRAB’be şöyle seslendi: “Dur, ey güneş, Givon üzerinde .Ve ay, sen de Ayalon Deresi’nde.”(Yeşu 10:12 TEVRAT)
Halk, düşmanlarından öcünü alıncaya dek güneş durdu, ay da yerinde kaldı. Bu olay Yaşar Kitabı’nda da yazılıdır. Güneş, yaklaşık bir gün boyunca göğün ortasında durdu, batmakta gecikti.(Yeşu 10:13 TEVRAT)
https://www.youtube.com/watch?v=Uy5vl8SG6hA
https://www.youtube.com/watch?v=NRattMa46eI

NOT:Aslında yuvarlak bir dünyada Zulkarneyn'in güneşin uzaklaşma hızında ilerlediğini farz edersek;Güneş ilerledikçe Zulkarneyn de ilerleyecek ve en sonunda Zulkarneyn başladığı yere geri dönecektir.Dünya yuvarlak olduğu için;Güneşin battığı bir yer bulamayacak ve hem güneş hem Zulkarneyn aynı yere geri dönmüş olacaklar.Ki aslında Güneş bir yere gidip gelmiyor,dünya kendi etrafında dönümüş oluyor.Onun için Zulkarneyn Güneşin uzaklaşma hızında ilerler derken;dünyanın kendi etrafındaki dönüş hızında ilerler demiş oluyoruz.