Özellikle 1990 ve sonrasında Kuran'ı zorla modern bilime uydurma
çabasının arttığını görmekteyiz.Bu amaç uğruna ayetleri nasıl eğip
büğdüklerini görüyoruz.İşte bunlardan biride büyük patlama
konusudur.Kuran evrenin genişlemesi olayını(big bang) bilim adamları
keşfetmeden önce haber vermiştir diyebilmek için;iki ayeti anlamından
saptırdıklarını açıkça görüyoruz.Üstelik hileli tercüme
yapmaktadırlar.Suni mucize üretebilmek uğruna.
1-Zariyat Suresi 47.ayete yanlış anlam veriyorlar ve yanlış tercüme ediyorlar:
Ayetteki gök kelimesi evren diye çevirerek,kapsayıcı gücümüz var
kelimesinide genişletmekteyiz şeklinde çevirerek hileli bir ayet
yorumuna ulaşıyorlar.Ve ayeti aşağıdaki gibi veriyorlar:
Evreni biz kurduk ve biz onu genişletmekteyiz(Zariyat 47-KURAN)
2-Enbiya Suresi 30.ayete yanlış anlam yüklüyorlar.Gökler ve yer
bitişikken biz onları ayırdık sözünden yola çıkarak;bakın büyük patlama
anında her şeyin küçük bir noktada bir arada oluşunu,bitişik oluşunu
Kuran önceden bilmiş diyorlar.
Şimdi bu hileleri açıkça deşifre etmek gerekiyor:
Gökyüzünü biz bina(بَنَيْنَاهَا) ettik.Çünkü biz kapsayıcı bir gücün sahibiyiz(Zariyat 47-KURAN)
Zariyat 47.ayetin gerçek tercümesi budur ve 1990 öncesi tercümelerde bu
şekilde geçmektedir.Elmalılı Hamdi,Abdulkadir Gölpınarlı,Hasan Basri
Çantay bu şekilde vermişler ayeti.
Ve ayetten göğün genişlemesi anlamının çıkarılması imkansızdır.Çünkü
bunun tam tersi bir anlam yükleyen bir kelime var ayette:bina
kelimesi.Türkçede de kullandığımız bina etmek fiili var burada.Bina
etmek yani sabit ve sağlam kılmak,sabitlemek anlamına geliyor.Siz hiç sürekli genişleyen bir bina gördünüzmü?(-بَنَيْنَاهَا-beneyna ha=bina etmek,sabit ve sağlam kılmak)
Zariyat 47.ayette geçen kelime le müsuine(لَمُوسِعُونَ)
kelimesidir ve anlamı elbetteki kapsayıcıyız,elbetteki
kuşatıcıyızdır.Mekandan ziyade iradesel eylem ve yeteneklerin
kapsayıcılığını anlatır. Mekansal genişlik için kullanılan kelime arduha
kelimesidir ve bu ayette geçmemektedir.arduha(عَرْضُهَا)=genişlik.Arduha kelimesi Ali İmran 133 ve Hadid 21.ayetlerde vardır.Zariyat 47. ayette arduha(عَرْضُهَا) kelimesi yoktur.
Dediğimiz gibi Zariyat Suresi 47.ayet açıkça gökyüzünü bina gibi sabit yaptık diyor ve hiç bir bina genişlemez.
Kuran açıkça evreni ve yıldızlarla dolu gökyüzünü sabit bir bina olarak
görmektedir.Bunu başka ayetlerde de görmekteyiz.Evreni sabit bir bina
olarak görmekte ve yıldızlarla dolu gökyüzünü evrenin tavanı olarak
görmektedir.Hiç bir bina genişlemediği gibi,binanın tavanıda genişlemez.
Ve yükseltilmiş tavana and olsun-TUR 5-KURAN
Ve göğü nasılda yükseltmişiz-GAŞİYE 18 KURAN
Onu yükseltti ve bir tavan yaptı-NAZİAT 28 KURAN
Yıldızlarla süslü bir tavan.
Biz dünyaya yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik-SAFFAT 6 KURAN
Yani yıldızlarla süslü ve yerden yükseltilmiş bu tavan(uzay)
genişlemiyor.Sabit bir bina gibi.Hatta o kadar fazla bina gibi ki;yer
üzerine çökme tehlikesi var.
…Göğü de o tutar, yer üzerine düşmesin diye . HACC 65 KURAN
Ve göklerle yer arasındaki mesafe değişmezdir.Sabittir.Çünkü gökler ve
yer arasındaki mesafenin alan büyüklüğünü ifade etmek için,sabit ölçü
birimi olarak kullanıldığını görüyoruz.
Rabbinizin bağışına,Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için hazırlanmış bulunan,genişliği göklerle yer arası kadar olan cennete koşun.(Ali İmran 133-KURAN)
Rabbiniz tarafından bağışlanmaya ve cennete koşun. Cennetin genişliği, gökle yerin genişliği kadardır. Allah’a ve Rasulüne iman edenler için hazırlanmıştır.(Hadid 21-KURAN)
Ve yine gökler ve yer arası mesafe sabit olduğu içindirki meleklerin ve
ruhun hızı,sürekli aynı sürede en yüksek göğe erişmelerini sağlıyor:
Melekler ve Ruh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.(Mearic 4-KURAN)
#################################
Gökler ve yer bitişikken biz onları ayırdık(Enbiya 30) ne anlama geliyor?
İnkâr edenler, göklerle yer bitişikken,
bizim onları ayırdığımızı ve diri olan her şeyi sudan meydana
getirdiğimizi görmediler mi? Hâlâ inanmayacaklar mı?(Enbiya 30-KURAN)
Buradan ne anlamalıyız?Gökler ve yer bitişikti derken;evrenin
genişlediğini,büyük patlama anında her şeyin bir arada bulunduğunu mu
anlatıyor?Yoksa başka bir şey mi anlatıyor?
Yıldızlı gök'ün dünya zemininde olduğunu,sonra dünyadan yukarı doğru yükseltilişini görmekteyiz burada.Hepsi bu.Göklerle yerin bitişik olması derken;yıldızlı gökyüzünün dünya zemininde olduğunu ve buradan direksiz yükseltildiğini anlatıyor.
Biz dünyaya yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik-SAFFAT 6 KURAN
Kuran gökler ve yer bitişikti derken;bu yıldızlı göğün yerden yükseltiğini,bir zamanlar yer zemininde bulunduğunu söylüyor.Burada büyük patlama yok, direk kullanmadan yükseltme var.
Göğü Allah yükseltti ve düzenini o kurdu-RAHMAN 7 KURAN
Ve yer üzerinden yükseltilen bu yıldızlı göğün çökme tehlikesinden
bahsediyor.Bu yerden yükseltilen yıldızlı gök'ün yer üzerine çökme tehlikesi vardır;bu sebeple Allah'ın göğü sürekli tutması gerekmektedir.
…Göğü de o tutar, yer üzerine düşmesin diye . HACC 65 KURAN
Kuran'ın bakış açısına göre yeryüzü evrenin tabanıdır,zeminidir.En alt
kısmıdır.Gökte bu zemin üzerine kurulu bir tavandır.Bina edilmiş bir
tavandır.
Ve yükseltilmiş tavana and olsun-TUR 5-KURAN
Ve göğü nasılda yükseltmişiz-GAŞİYE 18 KURAN
Onu yükseltti ve bir tavan yaptı-NAZİAT 28 KURAN
Yani yıldızlı gökyüzü dünyanın her tarafını saran bir uzay değilde,dünyadan yükseltilmiş bir tavandır.Ayette anlatılan budur.(Bu
çok yanlıştır.Çünkü yıldızlı gök dünyadan daha önce vardı ve dünyadan
yükseltilmedi.Hatta dünyanın kendisi bu yıldızlı gökten gelen
parçalardan oluştu)
Böylece onları, iki günde yedi gök olarak
yarattı ve her göğe görevini vahyetti. Ve biz, yakın gök'ü
kandillerle(yıldızlarla) donattık, bozulmaktan da koruduk.(Fussilet 12
KURAN)
Biz dünyaya yakın göğü, bir süsle, yıldızlarla süsledik-SAFFAT 6 KURAN
…Göğü de o tutar, yer üzerine düşmesin diye . HACC 65 KURAN
Evet Kurana göre yıldızlı gök yer üzerindeydi,sonra Allah onu en
aşağıdaki dünyadan yükseltti ve kendisi bu göklerin en yüksek kısmına
yerleşti.Eğer dünya en aşağısı,gökte en yukarısı olmasaydı göğün yer
üzerine düşmesi söz konusu olamazdı.Kuran dünya ile uzay arasındaki
ilişkiyi aşağısı ve yukarısı şeklinde algılıyor.Yıldızlı gökyüzü en
aşağıdaydı ve aşağıdan yükseltildi.Ve tekrar aşağı düşme tehlikesi var.
Göğü Allah yükseltti ve düzenini o kurdu-RAHMAN 7 KURAN
Görmedin mi, Allah, yerdeki eşyayı ve emri uyarınca denizde yüzen
gemileri sizin hizmetinize verdi. Göğü de o tutar, yer üzerine düşmesin
diye-HACC 65 KURAN
Dünyada su üzerindeydi bütün gökler.Sonra Allah onları direksiz
yükseltti ve en yüksek gök'e kendisi yerleşti.Melekler ve Ruh 50.000
yılda bu en yüksek gök'e ulaşıyorlar.Kuran'ın evren senaryosu budur.Yani
Kuran'a göre dünya evrenin en alt zemini,gökte evrenin yukarı
kısmıdır.Cebrail ve melekler en alttan,yani dünyadan en üstteki gök'e
gidip gelmektedirler.En yüksek gök Allahın yerleşim yeridir.ala el
arşi(عَلَى الْعَرْشِ)=en yüksekteki gök.
O, hanginizin amelinin daha güzel olacağı hususunda sizi imtihan etmek için,kendi gök'ü su üzerinde iken, gökleri ve yeri altı günde yaratandır.(Hud 7 KURAN)
Allah gökleri direksiz olarak yükseltti ve en yüksekteki gök'e(ala el arşi-عَلَى الْعَرْشِ) yerleşti(Rad 2-KURAN)
Gökleri, yeri ve ikisinin arasındakileri altı günde yaratan, sonra en yüksekteki gök'e yerleşen(ala el arşi-عَلَى الْعَرْشِ) Rahman'dır. Bunu bir bilene sor.(Furkan 59-KURAN)
Yüksekte olan Allaha(Meariç 3 KURAN)
Melekler ve Ruh (Cebrail), oraya, miktarı (dünya senesi ile) ellibin yıl olan bir günde yükselip çıkar.(Mearic 4 KURAN)
Gökte olanın sizi yere batırmayacağından eminmisiniz?(Mülk 16-KURAN)
Ya da gökte olanın sizin üzerinize bir fırtına göndermeyeceğinden eminmisiniz?(Mülk 17-KURAN)